2010 yılında rüzgâr türbinleri için dişli üretimine başladıklarını ve enerji sektöründe her geçen gün büyüdüklerini söyleyen Tibet Makina Yönetim Kurulu Başkanı Tibet Arbak, üretimin tamamını ihraç ettiklerini belirtti. 2023’ün sektör açısından durağan geçtiğini ancak 2024 yılında bir hareketlenmenin beklendiğini ifade eden Arbak, “Sektör yurt dışında da çok daraldı. 2023 ve ondan öncesine Türkiye önemli bir pazardı ve ülkemize satışlar yoğundu. Önümüzdeki yıllara baktığımızda Avrupa’nın enerji ihtiyacı ve yenilenmesi gereken türbinlerle birlikte Avrupa’da çok ciddi bir pazar büyümesi yaşanmasını bekliyoruz. Bu da bizleri doğrudan etkileyecek. Türkiye’de çok iyi hizmet veren firmalar var. Avrupa artık Çin faktörünü de ortadan kaldırmak istiyor. Türkiye AB’nin iyi bir tedarikçisi. Çin’e karşı olan bu tutumlarından dolayı Türkiye bu pastadan çok iyi pay alacaktır. Biz de Tibet Makina olarak stratejik planlamalarımızda bu senaryolara göre yol alacağız. Enerji ihtiyacı katlanarak devam edecek. Temiz enerji kaynaklarını kullanmalı, kullanırken de günü kurtaracak hamlelerden uzak durulmalı” dedi.
“İzmir ilklerin yaşandığı bir yer”
İzmir’in Türkiye’de yenilenebilir enerji konusunda ilklerin yaşandığı yer olduğunu kaydeden Arbak, sözlerine şöyle devam etti: “İzmir lokasyon olarak çok önemli bir noktada. Kara, deniz ve hava ulaşımı gelişmiş bir vaziyette. İzmir’in yenilenebilir enerjide gelişmesinin bir liman kenti olmasının çok büyük etkisi oldu. Biz de 2002 yılından itibaren enerji sektörüne yönelmeye başladık. İzmir ile birlikte biz de büyüdük bu alanda. İzmir’in alt yapı yatırımlarının iyi olması da yatırım yapmayı cazip kılıyor. Yabancı yatırımcı da bölgemize yoğun bir ilgi gösterdi. Rüzgâr santrallerini üreten global firmalar İzmir’i üretim üssü yaptı. Kümelenme ilimizde oluştu. Geçen sene ile bu sene arasında kümelenmede yaklaşık iki misli büyüme yaşandı. Sektör derneğimiz ENSİA ve İzmir Kalkınma Ajansı’nın da sektöre önemli destekleri oldu. Mesela çok büyük bir AB Projesi olan Best For Energy projesi yürütülüyor. Bu proje ile İzmir ve İzmir dışındaki pek çok kuruluşa ulaşıldı. İzmir bu konuda gerçekten başarılı. Temiz enerji sektörünün her kolu İzmir’de ve ENSİA’da temsil ediliyor. Jeotermal, rüzgar, güneş, hidrojen enerjisi bir arada. İzmir’in bu anlamda sinerjisi hızlı oldu.”